31 Aralık 2010 Cuma

YENİ YIL




YENİ YIL YENİ YIL YENİ YIL
HERKESE MUTLU OLSUN
YENİ YIL YENİ YIL YENİ YIL
LALALALALA LA  LA LA

30 Aralık 2010 Perşembe

Ben Kimim

Değişim, dönüştüğüm kişiye bakıyordum aynada annem aradı, konuştuk biraz babamı şikayet etti,
35 senedir düzenli olarak yapar zaten, neyse telefon konuşmamın tamamını aynaya bakarak yaptım
çok garip hissettim kendimi telefonda annemin sesi, aynada ki yüz ben ama aslı annemdi sanki.
Ben yaklaşık bir buçuk - ikisene önceye kadar hiçte sıkıcı olmayan, yaratıcı bir iş yapıyordum, rekabetin,
yaratıcılığın zirve yaptığı yerlerden birinde çalışıyordum, başarılıydım, çalıştığım iş de yaratıcılık kadar görünüşüde önemliydi (saçma bulsamda) yani bende idare ederdim o konuda evet ya güzel sayılırım aslında,( özgüvene bakarmısın yerlerde) çevrem benim seçtiğim bir kaç kişiden oluşuyordu, çevremde asla mecbur olduğum için görüştüğüm, konuştuğum kimse yoktu herkes benim tercihimdi, ailemin se en küçüğü, en şımarığı en tatlısı bla bla ... enleriydim ( ne kadarda mutluydum) komsular ve akrabalrımın gözünde ise ayy bir garip bu kız, böyle bir değişik bir tevir (onların söyleyişiyle), hatta amca tarafından yengelerimin beni çogu kez entel dantel bu ayol gelmez taby nişana düğüne diye eleştirdiği çok olmuştur.
Evet entellektüel biriyim çünki evet kitap okur, sergilere, konserlere gider,hatta bir kaç arkadışımın tiyatrocu olması sebebiyle tiyatroyada gitmişliğim vardı takip ederdim ama ben annesi babası tartışırken  havada küfürlerin hakaretlerin uçuştuğu bir ailede, evde değil kitapların uçuştuğu bir evde büyüdüm, yemin ederimki  bir birlerine kitap dergi filan atarlardı  şimdi bunlar mı beni entellektüel biri yapıyor o zaman evet entel dantelim ben.
Hee şimdi sonuma gelirsek noldu, entellektüel biriydim, bohem yaşam tarzım vardı .Noldu şimdi evlenince
lan nolcak akşama kuru fasulye yapıp yiycem, ne sanıyordunuz ki  evlenince şehrin en iyi restorantından  portakallı pekin ördeği sipariş verip, abiye giyip mum ışığı eşliğinde, eşimle her akşam bu tarz mı takılacaktık.
Bu yazı beni evlendikden sonra çok eleştiren, çok değiştiğimi düşünen arkadaşlarıma ve cevreme bir cevap.
Tamam bende evliliğimin ilk bir kaç haftası bu tarzı denedim ama olmuyor,  inanın çok eğreti oluyor herşey, evliliğin içinde değil kenarında parmak ucalarının üzerinde duruyorsunuz o zaman, evlilik kavramının içine giremiyorsunuz zaten kazık olana kadar ailenizde annenizden gördüğünüz şeyler oluyor,olması gerekende bu ki.
Evet anemin elleri soğan sarımsak kokardı hep, ama hep yumuşacıkdı o kokular geçmezdi ellerinden ama eksik etmezzdi kereminide yanından, bende böyle olucaktım taby ne olucaktım ki.
Geçen gün, bana arada sırada yardıma gelen bir fatma abla var saolsun annem, kızını bildiğinden gönderir arada sırada bana fatma ablayı, fatma abla bağcılarda yaşıyor tek çocuğu var eşi boyacılık yapıyormuş (iş çıktıkca işte) neyse mutfaktayız ben geceden kuru fasulye ıslatmıştım, kıss bu neeğ dedi, kurruu dedim, ay kuru fasulye yapıcamda, yani yapabiliyorum kuru fasulye, yapmayı biliyorum ya , bulmuşum netten 8 kişilik bir aileye yeticek kuru fasulye tarifi farkında değilim, bu çok fazla napıcan bu kadarını dedi, yaa dedim bilmemki atarım ozaman,dedim kız günahh dedi bukadar fasulye, sen ayarla iki kişik  gerisinide sen al öyleyse dedim, iyi dedi göz kararı ayarladı hemen hem kendininkini hem  benimkini., gel yeni bir kahve aldım dün onu içelim dedim, kahveden bir iki yudum aldı yüzünü ekşitti beğenmedinmi dedidim,bu fare pisliği kokuyor ,  yokmu neskayfen senin dedi, ya olurmu bak fatma ablacım şimdi bu gerçek kafve bu tohum halinde alıyorum ben bunu makinesi var bende çekiyorum sonra damla damla  suyla demlenıyor bu senin içtiğin o neskahve var ya aslında onun gerçek kahveyle ilgisi yok senelerdir içiyoruz kahve niyetine dedim, ayy yok kıss tiskindim ben bikere bundan içmem valla dedi du bi çay demiliyim ben iki dakkada dedi ve beni hakketen bir garip kokan kahvemle başbaşa bıraktı (oysaki önceki gün gloria jeans kafede 100 gr çekilmemiş spesiyal espresso blend derken çok havalıydı, hem sonra sırada beklerken  siz buradaki diğerleri, sizler arada sırada buraya kahve içmeye gelirken ben evimde hep bunlardan içiyorum bakışları atmıştım okadar da etrafıma) kıçımda patladı valla, spesiyal mişş birde . İşte anlatmaya çalıştığım da bu evet o kadar okumuşum, okadar eğitimler, seminerler, sergiler konserler ama bazen bunlar sadece mazi geçmişinin bir anısı olarak kalıyor her zaman, aa yok ben salvador dali tabloları görmüş kızım akşama eşime  kuru fasulye yapamam diyemem ki, all işte  akşama bağıcılarda oturan fatma ablada yiycek pilav üstü az kuru bende, hatta eminin onun yiyceği kuru benımkin den daha lezzetli olucaktır.

28 Aralık 2010 Salı

Artık bir bağımlıyım sanırım

Merhabalar herkese, yaklaşık 1 buçuk hafta ara vermek zorunda kaldım bloğum dan ve anladım ki bu blog bende bağımlılık haline gelmiş, meğer  ne kadar çok rahatlatıyormuş beni ve ne çok ağırlık alıyormuş omuzlarımdan.
Geçen hafta başı bilgisayarım bozuldu ve yeni tamir edebildik eşimle, her gün  inanılmaz bir vicdan azabı duyuyordum bloğuma girip birşeyler paylaşamadığım için sizlerle, çok garip hiç tanımadığım bu bloğu okuyan insanlarla bir bağ oluşmuş aramda, yazamadığım günler boyunca kendimi çok kötü hissettim neyse ki sona erdi bu kısa ayrılık.
Görüşürüssss en kısa zamanda
mesela yarın .....

15 Aralık 2010 Çarşamba

BOŞ OLUN. LEEEYYNN

Boşanmak istiyorum ama sadece eşimin ailesin den, eşimden kesinlikle değil.
Düşünsenize hayatınızda uyuz olduğunuz, size zarar verdiğini düşündüğünüz insanlar dan
sadece boş ol boş ol boş ol  diyerek kurtuluyorsun bir anda mucizevi bir şekilde.
İlk okulda size lakap takan çocuk dan, yada uyuz olduğun öğretmenden (hani bazı öğretmenler yüzünden o ders veya konudan hayatın boyunca nefret eder başarısız olursun), lisede kendini, senın kankan ilan etmiş sidikli den, sana sarkan patronun dan, yada benim gibi seni bir türlü benimsemeyen eşinin ailesin den  sadece boş ol diyerek kurtulıyorsun, bir anda ortan yok oluyor, senınle hiç bir ilgisi kalmıyor, yani birbirinizi hiç görmemiş, tanımamış oluyorsunuz. Ayy ne güzel olur eşimle aynen hayatımıza devam ediyoruz ama o aileden bir daha hiç bahsetmiyor, görmüyoruz...
Ve sonsuza kadar mutlu ..........
Çok mu fenayım ne ?

10 Aralık 2010 Cuma

AÇMADIĞI DALDA SÖZÜ GEÇER Mİ ? İNSANIN

Sizce geçermi?

İlla o aileye yada o gruba yada herhangi o şeye doğuştan mı sahip olmak gerekiyor.
ben, eşimi buldum, tanıdım, sevdim ama şimdi onun hakkında söz sahibi olamıyorum, onun çorapları hakında bile fikrimi beyan edemiyorum .
Neden çünki o çok kıymetli aileye sonradan dahil oldum, gerçek de onlardan biri değilim ya, bir tek eşimle ilgili konularda değil hiç bir konuda yeterince iyi olamıyorum onlar için
olmuyorum lan siz' den  biri.
olmuyorum işteeee

BU SABAH

Dün gece ne dudaklar buldu birbirini, ne de kollarımız çarptı bir yerlerimize bunların hiç biri olmadı.
Bu sabah ne sen, giderken öptün beni, ne de ben kalkıp baktım pencereden gidişine
ahh be sevgilim keşke beni böyle bırakıp gitmeseydin bu sabah işe
keşke keşke önce beni sokağa atsaydın ve sonra gitseydin
evimiz sen gidince şimdi çok zor, keşke bende olmasaydım bu evde, Seninle birbirimizle konuşmadan, dokunmadan hatta hiç bakmadan oturmak bile daha kolaymış
kurduğumuz bu evde, ama ben bu haldeyken, ilişkimiz fena halde hırpalanmışken  keşke beni bırakıp gitmeseydin bu sabah işe.
Az önce gördüm alt kaltta oturan bayanın eşi, daha yeni gitti işe, belki havadan belkide, bırakıp gitmek istemedi karısını öylece...Biliyorum akşam olunca yine geliceksin , ben üzgün açıcam kapıyı, sen bezgin giriceksin içeri
ikimizinde hali olmıycak düğün fotoğraflarımızı görmeye ve uzun bir süre daha unutucaz neden evlendiğimizi belki de.

9 Aralık 2010 Perşembe

Her Gece Yatmadan Önce Her Sabah Aç Karnına

Her şeye ve herkeze ragmen hala güzel seninle uyumak, ama en çok da uyanmak
Akşam olur  eşinin ailesi ve yakın çevresi gelir otururlar, yerler içerler, 
laf sokmayı ihmal etmezler, hava atmayı zaten çok iyi bilirler, evi dağıtıp giderler , geç olmuştur yatağa girersin , için buruktur çok da yaklaşmak istemezsin eşine,  uykuya dalarsın,  kolun çarpar sevgiliye öpersin bilinçsizce kolunun kokusu seni kendine getirir birkere daha öpersin onu bu gece de, sabah olur sevgili yatak dan kalkar doğru işee, bense önce kapıda, sonra balkonda hoşçakal sevgiliye, gitmesen daha güsel olur ama gelirken akşam süt getir bide bana süpriz bişee

8 Aralık 2010 Çarşamba

Bu Bloğu Okuyanlar

Bu bloğu yazmamdaki amacım yaşadıklarımı paylaşmak ve benim yaşadıklarımı yaşayan başkalarıda var mı bilmek istememdi,çünki  paylaştıkca azalan sadece acılar değil haksızlıklar da ve bir sürü şey.
Ben sadece evlendim, atomu icat etmedim yada ampulu ben bulmadım biliyorum ama inanın bana
sevdiğin adamla  evlenip onun, canı ailesine katılmak ne hoş diye düşünürken, aileye mi katıldım yoksa benden önce egolarca oluşturulmuş sisteme mi dahil oldum bilemiyorum, dışarıdan bakıldığında, kalabalık aile toplantıları veya davetlerde ne kadar mükemmel, ne kadar sıcak,  ne kadar harika insanlar olarak görünüyorus ama size yeminedebilirim ki,  birbirimize attığımız tüm o gülücükler, sarılmalar, el öptürmeler, hepsi yalancıkdan hepsi sistemin getirdiği yapılması gereken şeyler , ben mi abartıyorum, hayır inanın insan uyuz bir şekilde öpüldüğünde bunu anlar, hepimiz bizim için canını verebilicek annelerimizin kızlarıyız, ben  evlenmeden önce çıldırttığım, her türlü naz yaptığım annemin, canına okuduğum annemin o sarılmalarını , öpücüklerini şimdi düşünüyorumda keşke o anlarda anneme oofff  diyip kendimi kaçırmasaymışım, çünki onlar tapınılası gerçek sevgi göstergeleri, şimdi hasretle annemle görüşüceğimiz günleri bekliyorum, tekrar gerçek birşeyler hissedebilmek için. Gerçek olanı görebilmek, yaşayabilmek için.
Ben bu bloğu  eşimin ailesi hakkında  veya çevremdeki diğer insanlar hakkında, bilgiçlik taslamak için değil, buradan birilerine ulaşıp onlardan yardım almak için açtım. Çünki eminim ki varsınız biliyorum belki alt komşumsunuz, belki dün gittiğim banka da sıramı beklerken yanınıza oturduğum birisiniz, kim olduğumuzun bir önemi yok, yaşadıklarımız, bize dayatılanlar önemli, işte bunlar ortak yönlerimiz , ortak şeyler yaşıyor olabiliriz o yuzden birbirimize yardımcı olalım evet buradan, fikirleriniz , yorumlarınız benim için çok önemli , anlattıkalrımın çoğunu komik bir dille anlatıyorum ama inananın bana çoğu da sindirilmesi zor anlardı, çok tosladım ben,  hemde çok fena ve çok kere ama  size burada yazarken  artık okadar acıtmıyorlar canımı.
Teşekkürler

7 Aralık 2010 Salı

Veliefendi HİPODROMUNDAN 'dan Canlı Olarak Bildiriyorum

Sürekli yarış hali
Temizlik yarışı, yemek yarışı,güzellik yarışı, çocuk yarışı, sidik yarışı, hafta sonu etkinlik yarışı, kürk yelek yarışı, çanta yarışı, kilo yarışı, boy yarışı, bronzluk yarışı, saç yarışı, son nokta:  daha önce sen kaçkere istendin yarışı

dehhhh
çüşşşşş
pırrrrrrr
bi durun artık diyorum .

25 Kasım 2010 Perşembe

BUGÜN ANLADIM

EVET BUGÜN ANLAMIŞ BULUNUYORUM Kİ İNSANLAR YANİ BİR KISIM İNASANLAR, SOKAĞA ÇIKMAK İÇİN GİYİNMİYOR, GİYİNMEK, YENİ ALDIKLARI CİCİLERİNİ GÖSTERMEK İÇİN SOKAĞA ÇIKIYORLAR. YENİ ALDIKLARI CİCİLERİNİ GÖSTERMEK İÇİN BAHANE YARATIP,  KENDİNİ BİRYERLERE DAVET ETTİRMEKTE ÇOK USTA BU ARKADAŞLARI
BURDAN  TEBRİK EDER, KIYAFET ETİKETLERİNİN HEPSİNİ ÇIKARDIKLARIN DAN EMİN OLMALARINI  ÖNERİRİM...

NOT: bende bir güsel hazırlık yapıp, onlara, cebimdeki son parayla kahvelerinin yanına atıştırabileciekleri bişeyler alıyım. ama bugün ne anladım bazı insanlar bu şekilde orgazm oluyormuş onu anladım. tüh tüh yazıkk

23 Kasım 2010 Salı

TAŞAKLI KADIN LA evleneceksin abiiii

Eşim askerlik arkadaşlarından biriyle telefonda konuşuyor, ben mutfaktayım sesi geliyor, ee naptın abi yok mu bişi evlilik filan yengeyle hııı ?
 Karşıdan olumsuz bir cavap alıyorki, şöyle diyor; boş verr bee abii sana kız mı yok bulurus sana şöyle en taşakklısından bir kız evlenir  yuvanı kurarsın. Karşı tarafın buna hiç bir itirazı yokki hatta hoşuna gitmiş olmalı bizimki şöyle diyor tabiyyy caanımm tabiyy  bak gör düzenli hayat, işini gücünüde yoluna koyar.
Ben. nasıl yaa taşaklı bir kadınla evlilik, düzenli bir ev ve iş hayatımı demek, ayrıca taşaklı kadın ne demek ?
Yoksa benıde mi öyle görüyorr ııyppp iğrençsin kocacım iğ ren ç... Neyseki mutfakta bir yerlerimi kesmeden telefon görüşmesi bitiyor ve yanıma çağrıyorum eşimi.
Taşaklı kadın ne bee diyorum,  hee o mu diyip sırıtıyor mahçup mahçup, yaaa işte  askerden arkadaşlarla  böyle biraz küfürlü argo konuşuyoruz biz, ama onlarda hep böyle konuşuyor, hee saol içim rahatladı   bir alay adam taşaklı kadın diyemi bahsediyor bizden  diyorum, yaa senden değil diyor hem o kötü birşey değil ki  taşaklı kadın böyle ağır düzgün, elinden her marifet gelen, evinin kadını doğru dürüs biri anlamında diyor.  Bu sefer ben  ne yani şimdi ben taşaksızmıyım neden senden değil diyorsun diyorum, benim canım eşim böyle başı omuzuna düşmüş şaşkın şaşkın bakıp anlam vermeye çalışıyor.

Ya anlamıyorum benim eşim asla bu tarz konuşan biri değildir ama asker arkadaşlarıyla konuşurken bir anda değişiyor argo konuşuyor .alaa alaaa neden acaba?

22 Kasım 2010 Pazartesi

İmitasyon kürk yeleklere hayırrr orjinalini nasıl olsa bizimkiler alamaz ona tamam

EDA TAŞPINAR VE IVANA SERTLE BAYRAM

Eda Taşpınar ve Ivana Sertle bayram nasıl geçerdi sizce ?  Anlatayım.

Önce bir eski bayramları analım yani benimkini evlenmeden önceki bayramlarda
akrabalara uzak bir yerde yaşamamızın sayesinde çok güsel geçerdi bizde bayramlar
üzerimizde eşofmanlarla tüm gün annemin yaptığı sarmalar kendimiz için aldığımız
en pahalı şekerlemeler ve çikolatalarla ( kapıya gelen çocuklara daha ucuz şekerlemeler)
geçerdi bizde bayram annem ve üç kız  kardeşimle kilo alcaz filan hiç takmadan 3-5 gün böyle süper geçerdi
benim canım annem bizi sahile yürüyüşe çıkarırdı eve döndüğümüzde kapıda azmetmiş bir iki misafir olurdu bazen, bazen de üzerimizde eşofman bile değil pijamalarla kahvaltı keyfi yaparken zil çalardı ben evin en küçüğü hemen camdan kim olduğuna bakıp içeri koşup misafir misafir diye sevinip hemen odalarımıza kaçardık ama size yeminedebilirim ki o 5 dk içinde  hepimiz bir afete dönüşüp misafiri karşılardık . Bizde böyleydi bayramlar, evet biraz yalnız  ama sıcacık çok samimi babam bile gülerdi bizim 5 dk afete dönüşmemize.

Gelelim geçtiğimiz bayrama, biliyorsunuz bir yıllık evliyim ve eşimin ailesi çok kalabalık gelinler,damatlar abiler ablalar kuzenleri ...... bu liste daha da uzar gider.
Ben onlar olmasın demiyorum yanlış anlaşılmasın, benim istemediğim, anlayamadığım aradaki rekabet, çekişme
hani biz bir aileydik eee kime havan, cakan oluyorum ve anlıyamıyorum, ben  küçük bir aileden geldim ve biz birbirimize hava atmazdık kime hava atıcaktım ablama, kardeşimemi.
Gelin geldiğim bu aile de  inanılmaz bir rekabet var aileye benimde katılmamla bu rekabet dahada coştuu coştuu patladı, erkeklerin cebine bir bomba olarak düştü resmen yazık onlara dicem ama onlarda bundan zevk alıyorlar resmen karımı görsünler ona neler aldım, en güseli karım olsun .... gibi
Ben hiç birşey almamıştım önceki her bayramda gidip kendine bayramlık alan biri değildim ve evlenince böyleymiş gibi davranıp annemin evinde bayramın her gününde  yenı kıyafet giyerdim ben  şimdi de sen bana alıcakdın huaaaaa demedim eşime ama  benim canım eşim biricik sevgilim kendi ailesini bildiği için arifede gece saat 11 de açık bir yer bulup ki o saate kadar iş yerinde çalışmıştı  bana  bayramda giymem için birşey almış (yaaa çok tatılı değilmii) ne gerek vardı filan dedim, olsun yarın  bişey demesinler sana dedi( önceki bayramda kendime tek bir kazak almıştım ve bana kalabalık bir ortamda sen niye güzel bişeyler almadın bayramda  dediler bende aslında bu kazak yenı demiştim...) Ailede  sürekli neden süslenmediğim le ilgili çok yorum duyarım . Eşimde bu yüzden bana birşey alma gereği duydu, ama bayram öncesinde herkesin işleri kötü gidiyor herkesin parası yok filan bayram sabahı bunları bir gördüm şu andan itibaren yazıcakalrımda hiç bir abartı yok dinleyin: kürk modası geri dönmüş evet benim canım eltim eda taşpınar kürk almış  yanağından öpücem ağzıma kıl yapıştı  bu arada kolundan tutuyormuşum  elim kıl içinde kaldı , akabinde diğer canım olan görümcemi öpmek üzere ona döndüm ve karşımda eda taşpınarın ezeli rakibi ıvana sert duruyordu sert bakışlarıyla başdan aşağı yenılenmış ama edanın kürk yeleği onu biraz bozmuş belli kendini yeteri kadar iyi hissetmiyor tüm gün bu memnuniyetsizlik okundu yüzünden ikram edilen tatlıyı bile yemedi hıhh yemesin ben yerim . Tabi gazını alamayan görümce artesi gün  bayramın ikinci günü gerçekleşen, akşam yemeğine yeni kürk yeleğiyle katıldı bu sefer eda taşpınar olan eltim dün giydiklerinin dışında başka yeni kıyafetler giymişti baştan aşağıya, ıvana sert olan görümcem içinden olsun bayramın ikinci günü için ayrı kıyafetler almış olabilir kendisine ama bugün kürk bende dedi yani en azından benim yüzünden okuyabildiklerim bunlardı, kapı çaldı beklenen diğer misafirlerdi gelen eda taşpınar hemen içeri gidip kürk yeleğiyle yeni kıyafetini tamamladı. ( birde böyle birşey var sıcak oluyor çıakrıyorlar kürklerini kapı çalınca hemen yine giyiyorlar ) Ivana sert görümcem yıkıldı resmen yine olmamıştı ama olsun bayram henüz bitmemişti bunun 3. günü vardı filan......
Ben ve eşim 3 gün olanları bilmiyoruz çünki kaçtık istanbuldannnnnn. ohhhhhhhhhhhhhh
merak etmiyor değilim

11 Kasım 2010 Perşembe

Mutluluğun Formülü Bir SEN Bir BEN Ve 5 dk süren küslüğün ardından gelen sevişme

Mutluluğun formülü çok açık bir sen, bir ben, birde bebek
Yalan hemde nasıl yalan
Biz de daha çocuk yok, çocuk yapma planı bile daha şimdiden eşimle beni birbirimize düşürdü
Erkek olsun, hayır kız olsunla, başlıyan  tartışma çocuğun hobileri, seçeceği spor, giyim tarzı, almasını istediğimiz eğitimle alevlenip büyüdü büyüdü büyüdü ve kavga edip küstük.
Neyse ki 5dk süren bu küslük sevişerek ( tby ki korunarak  :) son buldu.

3 Kasım 2010 Çarşamba

35 NUMARA AYAKKABI GİYEN KAYINVALİDEM, BENSE 39 BUÇUK

Yine oyuna getirildim lan... Bu seferde kayınvalidem tarafından,
Malum kışa girmiş bulunuyoruz, taa geçen sezondaa beğendiğim papuçlar vardı, şimdi indirimede girmiştir. oh oh
Kayınvalidem de bizde olduğunda birlikte, alışveriş merkezine gittik, ilk mağzaya girdik ben bir papuç beğendim ve 39 numarasını istedim, geldi denedim ve sıktı kayınvalidem yanımda olduğundan utanıp, o çok beğendiğim papucun buçuk veya 40 ı varmı diye soramadım kadın dikmiş gözlerini ayaklarıma bakarken, yok duruşunu sevmedim çıkalım dedim, tam kapıya yönelmiş çıkacakken, kayınvalidem ayy dur dur niye beğenmedin çok güsel şık bir ayakkabıydı o valla benim aklımda kaldı dur bide ben deneyim dedi, mağzanın kapısının önünde bana olmayıpta geri giden ayyakkabıyı götüren çocuğa evladım heyy evladım sen bide onun 35ini getir bakıyım dedi,
satıcı çocuğun dönüşü, bakışı aman allahım görmeliydiniz kamera şakası sanıp  bozuntuya vermemeye çalışıyor gibiydi nee 35 mi dediniz taby taby getiriyorum efendim(satıcı is sesi: yaa sabırrrr).
35 numara geldi, cukk girdi ayağı içine madem aklında kaldı çok beğendin önce modeline bakk yorum yap dimi, yok bizimki ayy azıcık arkadan büyükmü geldi ne? NEYSE dedi çıkardı ayyakabıyı ve hiç birşey söylemeden çıktı mağzadan, satıcı çocuk, olaya tanık olan iki bayan müşteri ve bendeniz aynı kamera şakasının kurbanı modunda aptal aptal birbirimize bakıp iyi günler diledik .
Mağzadan çıktığımda bu benin ilk ve son mağzam bugün başka ayyakkabı bakamam kayınvalidem yanımdayken derken karşı mağzadan bana seslenıp el salladığını gördüm, gel gel mi yapıyordu yoksa
sen gell geell bir mi ? yapıyordu anlamadım ama korkuyordum mağzaya doğru ilerlerken, bizimki gazını alamamış benı az önce beğendiğim 39 numarası bile bana olmayan ayyakbının bütün benzerlerinden 35 numarasını istemiş ve ayağının dibine saçmış durumdaydı hepsi denendi tüm 35 numarlar tam oldu, tamda ona göre olmuşlar, çokda naif durmuşlar eşliğinde bu mağzadanda çıktık. 3. mağzada tansiyonum düştü lan o kadar güsel ayyakkabıların içinde hiç birini deneyememek alamamak off  nekadar zordur bilir hanımlar birde buna 35 numara kayınvalide faktörünü ekleyin ve acıyın bana hatta oturun ağlayın benım için, neyseki tüm bunlara rağmen hala aklımı kaybetmemiştim ve aklıma onun  asla hayır demediği bir fikir gelmişti, .... anne burnuma miss gibi börek, pohça kokuları geliyor alt kata inip karafırında çay içsek şuu miss kokuları miğdemize indirsek ( iç ses: akşam olmuş hava kararmış, sen hadi bizimkiler gelir artık  eve dönelim desen),
dedim ve ben aşağı inen merdivenler ne tarafta diye bakınırken, kayınvalidem çok dan o merdivenlerin başına gelmiş, durmuş ve arkasında inmeye çalışan insanlardan bir kuyruk oluşturmuş beni bekliyordu.Merdivenlerden inerken de en öndeyiz ve arkası çok kalabalık haliylee, bizimki birşey almadan boş gezen insan kalabalığında şikayet ediyor, cık cık diyordu, bense neye şaşıracağımı şaşırmıştım, ne bunca yıllk iş hayatımda metrolarda, ne de alışveriş mağzalarında geçirdiğim onca zamanda hayatımda hiç şu yürüyen merdivenlerde asla en önde olmamışımdır, nasıl olunur nasıl denk gelinir onuda bilmem, ama bugün  merdivenın başında oluşturduğu kalabalığı boş gezenler olarak nitelendirip, şikayet ederken biz en önde ilerliyordık...
Eveett artık siparişlerimizi verip, onun seçtiği bir yere oturmuş çaylarımızı içiyorduk. Her geçenin saçı, giyimi sanki bize dert olmuş, bizde efkardan çay üzerine çay içip rahatlamaya çalışyorduk, artık daha fazla dayanamyıcaktım çok sıkışmıştım çişimi yapmalıydım onca çayın bir gideri olmalıydı, kaltık tuvalate gittik  ben içerdeyken sesini duyuyorum gel gel hanım, benım gelin içerde şimdi çıkar , zaten hemen çıkar o diyordu haydaaa 5 bardak çay insaff yaa insaf, mecbur yarıda kesip çıktım.  Eve dönüş hikayemiz artık başka bir günün konusu.

30 Ekim 2010 Cumartesi

Eltiyle, görümceyi hep karıştırıyorum ÇÜNKİİİİİ

Evet elti kime deniyordu görümce kime denir ,hala karıştırıyorum ama ben asıl
biri ne yapsa diğeride aynı şeyi yapıyor,alıyor,sürüyor,gidiyor,okuyor,giyiyor,
kokuyor o yüzden karıştırıyorum.
Geçtiğimiz hafta eşimin kız kardeşi (görümce wikipedia) saçlarını boyatmıştı, taby ilk iş bir bahane yaratıp yeni saç rengini bana göstermek, bende gerçekten beğendiğim için, tamam tamam birazda önceki saç renginin  benim saç rengimin aynısı olduğu için bu yeni saç rengini pek bir benimseyip, sevip iltifatlarda bulundum, pek bir mutlu olmuştu kendisi, görev tamamdı yanii.
Bu hafta elti kişisi de bir bahaneyle kendini bana gösterdi bayram değil seyran değil eltim beni nie öptü oldum.
Tabiki de bu gelişin bir anlamı olmalıydı ama bendeniz bir türlü anlayamayıp bu gizli anlamı havadan sudan konularda saçmalıyordum bir güsel, elti kişisi saçlarını sürekli bir saga bir sola sallayıp duruduğundan dikkatimi her tozu boku üstünde tutan koltuğuma çevirdim bak yaa yine saç temizliycem koltuklarımdan die iç geçirirken birden aklıma geldi saçlarını boyatmışşş hıııı, aa dedim saçlarnımı boyattın evet dedi , yeni boyattın galiba dedim yoo hayır geçen hafta dedi, taby benım aklım karıştı çünki dikkatim hala koltukda , ee şimdi ben geçen hafta eltininmi saçını beğenmiştim  o zaman  neyse güsel olmuş dedim, yakışmış, ben üzerime düşen görevi yapıyımda.
İçime bir kurt düştü , ulan ben şimdi kimlere iltifat ettim hayır, yarın öbür gün kendimde bir değişiklik yaparsam ego tatmini için kimin kapısını çalıcam biliyim yanii.
Meğer bu ikisi aynı kuaföre gidiyormuş, pişti olmuşlar , tabiy hal böyle olunca ikisindede, ben daha önce göstermeliyim bu saç rengini başkalarına ki, ondan görüp yaptım sanmasınlar korkusu, girmiş biyerlerine
Tabiy ailenin taze kanı ben olduğum için benimle sidik yarıştırmakda onlara artık farz olduğu için benım üzerime oynamışlar.
Bu arada önceki saç renkleride ne hikmetse aslında şu renk istemişte kuaför yapamamış bu renk olmuş(benım saç rengim) kazara yani, ton tutmamış...
vah vah vah

29 Ekim 2010 Cuma

Değişen tuvalet alışkanlıkları

Kendi blog sayfama girmeye çalışırken tesadüfen, evli adamın halleri ben evliyim.blogspot.com keşfettim, oku oku kendimi durduramadım ve yazıma bi türlü başlayamadım, biliyorsunuz ben dün başladım blog yazmaya (aslında şuan bilen yok) ve dünden beri hep ya eşim öğrenirse, anlarsa kırılırmı diye bir tereddüt vardı içimde ,
az önce evli adamın  hallerini okuyunca içime bir kurtcuk sen düşş ,hiiiğğ aman allahım ya o adam benım eşimse,
bloğu yazan oysa olabilirmi? evet olabilir benım eşimde okadar acımasız bir uslüba sahip ve aldatmaya meyilli ve ve ve o işte aman allahım yoksa yoksa, o mu ? hayır değil o yüzden yazmaya devam kihh kihh.
Allahım lütfen o olmasın....

Değişen tuvalet alışkanlıkları

Dün ki yazımda şakacık dan, evlendik den sonra değişen  yeme bozuklukları ve tuvalet alışkanlıkların dan bahsedeceğim sizlere demiştim, aslında düşündüm de gerçekten, şakacıkdan değil  , gerçekden öyle birşey var, yaptım oldu :) (ali ağaoğluyu anmadan ademedim).
 Ben evlendiğimiz günden itibaren tuvalette işimi görürken hep acaba kapının önünden geçiyormudur, hiii ben çıkdıktan ehemen sonra tuvalete girer mi? hatta işimi bitirip, içeri yanına döndüğümde hiii sifonu çektimmi acaba çekmişimdir, çünki hiç unutmamki ama ya unuttuysam diye düşünüp sessizce arazi olup kontrol ederim.
Uzun süre bu konuda başarılı oldukdan sonra, beraber filim izlediğimiz bir akşam yine tuvalete girmek üzere yerimden kalkdım ve filmi durdurmasına gerek olmadığını hemen geliceği söyledim , o da yok ya kaçırma geldiğinde devam ederiz dedi ben  yaa hayır durdurmanı istemiyorum diye sesimi yükselttim bir gerginlik oluştu kısa süreli aramızda , neyse tuvalete gittim ve içerden gelen filmin sesinin güvencesiyle bi güsel işimi gördüm( evet bende alışveriş merkezlerinin tuvaletinde yan kabıne biri girince işemesinin sesi duyulmasın diye sürekli sifon çekenlerdenim, hatta bazen yan kabındekı çıkana kadar işememi kesip yandaki çıktıkdan sonra devam ediyorum, evet öyleyım napiim) işimi bitirip içeri döndüğümde eşim filme kaptırmış kaçırdığım sanhenleri anlatıyordu, durup düşündüm ben işicem, sıçıcam diye kendi içimde böyle buhranlar yaşarken o nun hiçbirşeyden haberi yok gayet normal yaşantısına devam ediyor, evliliğimizin 10.ayında ben bunu farkedip tamam yaa rahat olucam kararı almıştım, ta kiii uzun süren bir yolculuğun ardından kendimi eve zor atıp tuvalete koşup o büyük rahatlamayı yaşayana kadar, ohhh dedim sifonu çektim ve tuvaletten çıktım. karşımda eşim, çıkmadım bile hala bir ayağım içerdeydi beni dışarı çekip, içeri girip kapıyı kitledi, ve ben kapıda şok içinde kalakaldım
neyse toparla kendini bu gayet normal insani bir şey herkesin yaptığı gibi ... evet yatıştırdım kendimi abartılacak birşey yok sen normal birşey yaptın dedim kendime ve salona geçtim sevdiğim diziyi açtım,
eşim yüzünde kocaman bir gülümsemeyle içeri girdi ve bana bakmaya başladı, suçlu psikolojisiyle nee dedim ,hehe demekki sende sıçıyormuşsun aşkım demin tuvalete girdim senden sonra hala sıcaktı ortam hehehe
benım karım sıçıyo benım karım sıçıyorrr diye şen kahkahalarla eylenmeye başladı, ben hemen  ağlaya sızlaya bağırmaya başladım yol boyunca hiç bahsetmedin ama  oysa ben defalarca cok sıkıştım demiştim sana sen neden hiç bahsetmedin haa bana tuzar kurdun dimi çünki söylesen ben senden sora giricektim tuvalete ve sen benım de herkez gibi sıçabildiğimi yine öğrenemiycektin , bana tuzak kurdun ühühhh ühüühhhh diyip odaya kaçtım, ağlamaya devam ettim ama bu kez yaptığım şeyin tepkimin saçmalığı yüzünden ağlıyordum eşim yanıma geldi tam özürdileyip sarılıcakken ona aşkım aşkım tmm özür dilerim nolur ağlama bebeğim dedi, ben kabasaba bir adamım tabyki sana tuzak kurmadım ama çok kabaydı yaptığım af diledi, bense taby hemen intikam planları filan daha çok hıçkırarak ta ta tamam olsun yok birşey iyi olucam ta tamam ağlamıycam diiyip aa aaçmısın? yemek hazırlıyımmı diye sordum,(tamam çiş ve kaka mevzularından sonra olmadı ama napıyım aklıma o geldi) fedakarım ya ben aç değilim ama sana birşeyler hazırlayabilirim. (iç ses: bok ye gıcık ) benim canım eşimse karşılık olarak yok aşkım aç değilim ama acıkırsak dışardan söyleriz sen yorulma şimdi hi hiii
çok seviyorum kocacım seni....

28 Ekim 2010 Perşembe

merhaba

Okulda ki ilk gün, heycanından bile daha fenaymış, blog yazmaya başlamak.
Okkalı bir başlık bulmaya çalışmak,olur olmaz her boşluğa virgül koymak falan filan.
Aa şaka gibi şimdiden 2-3 satır olmuş bile...
Şimdi efendim sen kimsin; diye soranlar için biraz kendimden bahsedeyim
evet sevdiğim, gayetde sıradan bir ismim var ama söylememmm
neden söylemem gizemli olmam için mi hayır. Sizlerle evli_ lik halleri hakkında daha açık ve samimi şekilde dertleşebilmek için.
Bu blog evlilik halleri hakkında olucak mesela; Evlendikden sonra değişen pijama takımları, tuvalet alışkanlıkları, yeme bozuklukları veee tabiki genişleyen aile ve çevre hakkında herşeye dair...
Ben yeni evli sayılırım tamam çok da yenı değil bir yıllık, ve bu bir yılın sonunda ki gözlemlerim ve yaşadıklarımı, çevremde yaşananlar, acaba ben mi abartıyorum, acaba benden başkalarıda varmı bunları yaşayan,gören birileri
Merak ediyorum işteee    varmı acaba?  hı ?
Hadi yaşayalım
ve yazalım ve görelim hep birlikte.
Öncelikle şunu bilmenizi isterim:
Amacım kimseyi küçümsemek değil, anlamaya çalışmaktır
İşte tamda bu yüzden birazda espirili bir dille, yaşadıklarımı sizlerle paylaşmak ve yorumlarınızı öğrenmek için buraya yazıcam, belki düzensiz, biraz devrik, biraz acımasız, en çok  merakla
merakla bekliycem yorumlarınızı sizde benım düştüğüm komik durumlara düştünüz mü,
benim gibi şaşırdınız mı,hatta ağladınzmı, güldünüzmü.
 Bu bir merhaba yazısıydı sanırım yaşadıklarımla ilgili ilk paylaşımım yarın olucak sizinle
Bloğu yeterince imla hataları ve devrik cümlelerle dağıttım
şimdi  mutfakda sıra huaaaaa.... malum akşam yemeği saati
hoşçakalınnnnn